BASIN BÜLTENLERİ

TUROB Başkanı Bayındır' ın 22. Olağan Genel Kurul Toplantısı Konuşma Metni


Sayın Valim,

Kamunun Değerli Temsilcileri, Sayın THY Genel Müdürüm, Değerli HOTREC Başkanı, Sayın TÜRSAB Başkanım, Turizm Sektörünün Saygıdeğer Temsilcileri, Saygıdeğer Konuklar, Değerli Basın Mensupları, TUROB’un çok değerli Üyeleri-Temsilcileri, Hanımefendiler, Beyefendiler,
Şahsım ve TUROB Yönetim Kurulu adına hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.

22. Olağan Genel Kurul Toplantımıza hoş geldiniz.
Bundan tam 45 yıl önce, Birliğimizin bugünlere başarı ile ulaşacağından emin kurucularımızın, yola çıkarken öncelikli amaçları, Kamuda ve toplumda “Turizm” bilincini yerleştirmek, “Otelcilik ve ağırlama sektöründe” ise “Kalite Yönetimi” anlayışını yaygınlaştırmaktı. Aradan geçen zaman içerisinde, bu amaçların büyük bir oranda gerçekleştiğini memnuniyetle görmekteyiz.


Sektörümüzde faaliyet gösteren üyelerimizin, başarılı yatırımları, turizm altyapısı ve istihdamın yaygınlaşmasında önemli rol oynadıkları görülmektedir.
TUROB olarak, Türk turizminin rekabet gücünü artıran ve bu gücü sürdürülebilir hale getiren öncü temelleri birlikte atmış olmaktan büyük mutluluk duyduğumuzu özellikle belirtmek istiyorum.

Turizm sektöründe kurulan ilk Sivil Toplum Örgütleri arasında yer alan, ülkemiz konaklama sektöründe mükemmelliğe uzanan bu yolculukta her zaman yol gösteren TUROB’un 45. yılında, siz değerli Genel Kurul Üyelerimizin talebi ve İçişleri Bakanlığımızın onayı ile “Türkiye” adını kullanmaya başlayacağı müjdesini ve heyecanını sizlerle paylaşmak isterim. TÜROB’un, yani “Türkiye Otelciler Birliği”nin önümüzdeki dönemde tüm ülkemizi kapsayacak çalışmaları hayata geçireceğini özellikle belirtmek isterim. Buradan, “Türkiye” adının alınması konusundaki başvurularımıza, değerli katkı ve destekleri için İstanbul Valimiz Sayın Vasip Şahin’e huzurlarınızda özellikle teşekkür etmek isterim.

TÜROB’un Türkiye çalışmaları kapsamında, ilk etapta; ülke içinde mevcut temsilciliklerimize ek olarak 13 il temsilciliğimizin faaliyetlerine başladığına ilişkin önemli haberi siz değerli üyelerimiz ve misafirlerimiz ile paylaşmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz.

Sayın Valim, Kıymetli hazirun,
Öncelikle bu güzel haberi Sizlerle paylaştıktan sonra, Turizm Sektörümüz ile ilgili bazı değerlendirme ve beklentilerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Türkiye’de Turizm yatırımlarının günümüzde toplam maliyeti yaklaşık 75 milyar dolar, yatak kapasitesi ise yaklaşık 1.3 milyondur. Sektörde, sadece son iki yılda yaklaşık 3.5 milyar dolarlık yeni yatırım yapıldı. Direkt olarak 54 sektörü etkileyen turizm sektörü, yılda yaklaşık 26 milyar doların üzerinde satın alma ile hepimizin bildiği üzere Turizm ekonominin lokomotif sektörleri arasında gelmektedir.

Turizm sektörü, ülkemizin, uluslararası arenada vitrini olmasının yanında, istihdam, sosyal hayatın vazgeçilmez gereksinimi ve bankalarımızın da en yüksek seviyede finansman sağladığı sektörlerin başında yer almaktadır.
Rakamları, istatistikleri sektörün profesyonelleri olarak bu salonda bulunan hepimiz yakından takip ediyoruz. Bu sebeple, yılsonu verileri, turist sayıları, gelir rakamlarını sıralamaktan ziyade, bu rakamları nasıl okuyalım, nasıl değerlendirelim ve ne gibi aksiyonlar alalım konularında fikir üretmememiz gerektiğinden hareketle, tüm değerlendirmelerimizde çözüm önerilerini de Bir kez daha İfade etmek istiyoruz.


Örneğin, ülkemiz son yıllarda havacılık alanında muazzam bir ilerleme sağladı. Özel hava yollarımızın yanında bilhassa THY yeni hat açılışları ile bizlere yeni pazar olanakları yaratmaktadır. Biz havalimanlarımızı kullanan toplam dış hat yolcusunun yüzde 54’ünün yani yaklaşık 14 milyon yolcunun ülkemizde “bir bardak su dahi içmeden” transit olarak gitmesi karşısındaki potansiyeline dikkat çekiyoruz. Kaybedilen bu potansiyel ziyaretçiler için "Transit geçmeyin 1 gece kalın" projesini kısa süre içerisinde Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Türk Havayolları işbirliğinde hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bu proje ile, ülkemiz ekonomisine yaklaşık 1 milyon ilave geceleme ve 1.8 milyar dolar ek turizm geliri elde etmeyi hedefliyoruz.


Bir başka örneğe gelirsek; Ülkemize gelen turist sayısı artıyor, otel sayısı artıyor, bunlar güzel haberler. Ancak, Otel doluluklarında istenilen seviyelere ulaşamamış olmanın önemli bir etkeni kontrolsüzce gelişen kısa süreli konaklama platformlarıdır. 2010 yılından itibaren her ortamda gündeme getirdiğimiz, fakat, henüz kalıcı bir çözüm bulunamamış olan, “evlerin kayıt dışı olarak turizm amaçlı konaklamalarda kiralanması”, bu durumun sektörde yarattığı haksız rekabetin yanında ülke ekonomisine, istihdamına ve sektörün güvenirliğine darbe vurmaktadır. Global bir sorun olan konuyu, üyesi olduğumuz HOTREC nezdinde Avrupa Birliği Otelciliği gündemine de taşıdık. Kültür ve Turizm, İçişleri ve Maliye Bakanlıkları nezdinde sürdürdüğümüz girişimler neticesinde; İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı olmaksızın, Kimlik Bildirim mevzuatına uyulmaksızın yürütülen bu tür faaliyetlerin sona erdirilmesi kararlarının yerel Belediyelerimiz tarafından hayata geçirilmesini bekliyoruz.

Malumlarınız olduğu üzere, son dönemde dünyada yaşanan birtakım siyasi ve ekonomik gelişmeler, terör saldırıları, gerek ülke turizmimizi gerekse global turizmi yoğun bir şekilde olumsuz olarak etkilemiştir. Son dönemde yakın coğrafyamızda yaşadığımız terör, siyasi kargaşa ve insanlık dramları gibi olumsuz gelişmeler bize arz güvenliğinin jeopolitik tablodan ne kadar hızlı etkilenebileceğini göstermesinin yanında, Sektörümüzde gün be gün artar bir şekilde, endişeye yol açmaktadır.
Yaşanan gelişmelerden endişe duymakla beraber, TÜROB olarak bir kriz algısı içerisinde bulunmadığımızı özellikle belirtmek isteriz.
Bu olumsuz gelişmeler karşısında, Sektörümüzü ve istihdamı koruyup, rekabet koşulları çerçevesinde mücadele edilmesini sağlayacak gerekli tedbirlerin de ivedi olarak alınması gerektiğinin altını çizmek isteriz. Temel dileğimiz, bu sürecin en az zarar ile atlatılarak, gelişmelerin fırsata dönüştürülmesi yönünde kararlı adımlar atılmasıdır.
Geçtiğimiz birkaç hafta içerisinde Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mahir Ünal başkanlığında Hollanda, Almanya ve İspanya’da tur operatörleri ile toplantılar düzenleyerek, 2016 yılı için turizmde genel görünüm ve alınabilecek önlemleri değerlendirdik.

İnancımız odur ki, bu aşamada Kültür ve Turizm Bakanlığımızın öncülüğünde alınacak acil önlemlerle;
a)Sektörün istihdam politikalarının gelişmelerden olumsuz etkilenmesinin,
b)İşletmelerin istemleri dışında, zorunlulukla faaliyetlerini sona erdirerek kapanmasının,
d)Yeterli sayıda olmayıp, zaten eksikliği hissedilen kalifiye çalışanların diğer sektörlere kaymasının
önüne geçilecektir.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ekonomi ve Maliye Bakanlıklarına sunduğumuz “Acil Önlemler Raporu”nda belirttiğimiz üzere;
a) Çalışma hayatına ilişkin işverenlerin mevcut yükümlülüklerine ilave bir maliyet getirilmemesinin yanında İşletmelerin, SGK ve KDV tahakkuklarının ödemeleri Maliye Bakanlığı ile mutabakata varılarak, 18 aya yayılıp faizsiz olarak ertelenmesi sağlanmalıdır.
b) Konaklama işletmelerinin sürdürülebilirliğini sağlamak üzere, hazine garantili kredi kullanmaları, kredi faizlerinin %50’sinin ise Hazine tarafından karşılanması sağlanmalıdır. Kredilerin Eximbank veya özel bankalar tarafından kullandırılması sağlanmalıdır.
c) 2634 sayılı Kanun uyarınca, koşulları sağlayan Belgeli İşletmeler İhracatçı sayıldıkları halde, İhracatçılara sağlanan KDV, ÖTV indirimi ve diğer avantajlardan yararlandırılmamaktadırlar. Bu konuda atılacak adım sektöre önemli bir rekabet avantajı getirecektir.

TÜROB olarak, içinden geçtiğimiz dönemi, henüz gerçekleştirememiş olduğumuz reformları tamamlamamız için çok kıymetli bir fırsat penceresi olarak görüyoruz. Bu dönemde, Turizm sektörümüzün sürdürülebilirliğine, çalışma hayatında başta esnek çalışma modelleri olmak üzere beklenen düzenlemelerin hayata geçirilmesine, yatırımların devamlılığı ve verimli kullanımını teşvik edecek şekilde düzenlemelerin kararlılıkla hayata geçirilmesine ihtiyaç duyuyoruz.
Beklenen Reformlar ile 2023 hedefimiz olan, 50 milyon turist 50 milyar dolar turizm gelirine ulaşılmasının yanında, İstanbul-Antalya-Muğla üçgenine sıkışmış Türkiye turizminin, Anadolu’ya yani tüm ülkeye yaygınlaştırılması sağlanacak, Sektörün yapısal dönüşümüne duyulan ihtiyaç karşılanacaktır.


Bu bağlamda, “2023 Turizm Stratejisi”nde, makro anlamda kapasitemizin verimli kullanımı, strateji üzerinde, özellikle “Sektörel Örgütlenme” ve “Destinasyonların Yönetimi” mevzuat düzenlemelerinin, acil olarak ele alınması ve hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Turizm Sektörünün ülkemiz ekonomisi açısından taşıdığı büyük önem dikkate alınarak, Kültür ve Turizm Bakanlığının “Ekonomi Koordinasyon Kurulu'na” alınması, icraatçı ve etkin bir Bakanlık haline gelmesi gerekmektedir.


Sayın Valim, kıymetli Hazirun,
Öteden beri hep dile getirdiğimiz gibi, Turizm Sektörü, Avrupa Birliği ve mevzuatına en hazır sektör konumunu sürdürmektedir. Sektörümüzün uluslararası gelişmeleri takip etmesi çalışmaları kapsamında, TÜROB’un HOTREC (Avrupa Otelciler Birliği) üyeliği güçlü şekilde devam etmektedir. Ülkemizin Avrupa Birliği üyeliği süreci dikkate alınarak, konaklama ve ağırlama sektörü alanında Avrupa’daki gelişmeleri ve mevzuat değişikliklerini HOTREC aracılığı ile yakından takip ediyoruz. Böylelikle sektörümüzün dinamik duruşu burada da kendini gösteriyor ve Avrupa Birliği standartlarını, daha doğrusu nasıl daha iyi, doğru ve bilinçli hizmet sağlayabiliriz konularını, önceden yakalama yolunda ilerliyoruz.

Konuşmamı sonlandırırken, beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür eder, Çalışma Dönemimiz boyunca profesyonel iş hayatlarından vakit ayırarak TUROB için emek harcayan, çabalayan
-Değerli Yönetim Denetleme ve Disiplin Kurulları Üyelerine,
-TUROB Çalışma Komiteleri Üyelerine,
-TÜROB İl Temsilcilerine,
-TUROB Ofis Personeline, Hukuk ve Mali Müşavirlerine,
-Birlikte çalıştığım Kamu ve Sektörümüzün çok değerli temsilcilerine,
-TÜROB’un Değerli sponsorları, Boyut Yayın Grubu, ECOLAB ve Mobilbil'e,


-Genel Kurulumuz için kıymetli desteklerini bizden esirgemeyen PROTEL'e, Steppen'e, Turob Hotel Dergisine, Kütahya Porselen’e, Symkon’a ve DDF’e
-ve pek tabii ki kıymetli ev sahibimiz Swissotel the Bosphorus Hotel yöneticilerine, çalışanlarına , Genel Müdürü Sayın Gerhard Struger’e


şükranlarımı sunuyor, Genel Kurulumuzun ülkemize ve sektörümüze hayırlı olmasını temenni ediyorum.